Soğuk kış günlerinde buz üstünde rampa bir arazide fırtınaya aldırmadan üşüdüğümüzü anlamadan saatlerce top oynadıktan sonra ıslanan çoraplarımı, buz tutan paçalarımı kurutmak ısıtmak için ayaklarımı odun sobasının altına sokup uyukuya dalıp rüyamda gollere devam ederdim .2-3 metre yağan karın bize sağladığı tatil günlerinde soba üstündeki patlayan nohut tek melodimizdi .pencereden leğenle kemreliğe kurduğumuz kapana tepeli gelirse çok sevinirdik yada kuyruğunu hızlı hızlı hareket ettiren adını bilmediğimiz kuş gelirse dünyalar benim olurdu hem yakalansın isterdim hemde üzülürdüm.sabahın erken saatlerinde tvyi açıp yayına başlama saatine kadar ekrandaki sabit kara saate bakardık kıpardamadan oysa yayın yoktu ve saat hep duruyordu.çarşamba günleri elimizde yumurta kahveye giderdik kara şimşeği izlemek için.6ayda bir gelen seyyar satıcıdaki keçiboynuzu ve köpük helvasını yıllar sonra boluda aldığımda aynı zevki vermedi.belki pahalı ayakkabımız gömleğimiz yoktu bi karakalem bi defter ve bi silgiyle 5 sene ilkoula gittik.ama cebimizde arabın her sene yazdğı ineğin boğazına kaçan kelem küptesi osamanın bu vatan kimin şiiri benim domuzderede gördüğüm şeytan vardı.nazminin pilli radyosuyla köydeki bütün eşekleri anırtıp ihtiyarları başına toplayıp kendi haberlerini sunardı .rahmetli şerfe abiyle üç taş oynardık candır iyiydi yaşlanınca taşları görmeyip hile yaptın tammam diyişi kulaklarımda,rahmetle şeref abi bana sormuştu bursaspor inter totoda wibmledon ile oyanayacak elermi diye bende baljiç mususi ercüment hakan keleş var tuncay var yenerizi dediğim dün gibi.rahmetli kısanın yanında hiç çay sigara sorun olmazdı 100 sinek öldürürdüm çay gelirdi ,bazen 100 sineği bulamayınca tam olarak öldürmez masadan düşen sineği yaralı halde tekrar öldürüp sayardım,şimdiyse masa da çay için birbirimizi ikna etmeye çalışırken beleşciler çoktan masamızı işgal etmiş olurdu .yerde bulduğumuz her eşya çivi sigara jelatini dükkanda para ederdi rahmetli dedimin bakkalında.bir kez daha anladımki yaptığımız ,çaldığımız sigaralarıgaşşaklarda içerken duyduğumuz keçi gübre kokusu değil dostluğumuzun kokusuydu ,yaptığımız kıstılı erfeneler sanki kral sofrasıydı.şimdi teşekkür zamanı çayını içtiğim yemeğini yediğim kendimi rahhat hissettiğim rahmetli kısa dayıya,bizlerin seviyisine inen gözel ali abiye,kardeşi osmanla beni ayırmayan bayram abiye,külçelerini yediğim dübe ablaya,kankardeşim osmana veliye ümmüte araba aliye.kahramanım şerife (bütün rakibi çalımlayıp sırf bana iyilik olsun diye pas verirdi ve hep takımına alırdı ihtiyacı olmasada)bayramlarda bana gazoz söyleyen çöpçü enişteye,matematikten geçmemi sağlayan ismail kaplana.her zaman sıkıntılı derslerde başvurduğumuz mehmet imama,ve 2-senedir bana çeşitli lakaplara onere eden ,güvenip aidatlarını yatıran .projelerimeze destek verip bizi yalnız bırakmayan tüm dernekmensuplarına şükranlarımı sunarım HAYIR YAPMAK HERKESE NASİP OLMAZ
Ahmet ERSÖZ(30/11/2012)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Herhangi bir hesabınız yoksa yorumlama biçimi olarak "Anonim"i seçiniz. Bu durumda, lütfen adınızı mesaj içinde belirtiniz.